Yasama yetkisi temelinde genel ve düzenleyici kurallar çerçevesinde kanun çıkarma yetkisi anlamına gelmektedir. Yasa yapan organa yasama organı denir ve yasama organı yasama yetkisini elinde bulunduran organdır. Türkiye’de yasama organı Türkiye Büyük Millet Meclisidir ve kanun çıkarma yani yasama yetkisini elinde bulunduran organdır.
1982 Anayasası’nda kanun koymak, kaldırmak ve değiştirmek olarak ifade edilen yasama yetkisinin temelinde egemenliğin kayıtsız şartsız millete ait olduğu ilkesi vardır. Bu çerçevede halkın seçmiş olduğu meclis olan TBMM yasa yetkisini yani egemenliğin yasa yapma yetkisini millet adına kullanmaktadır.
Yasama Yetkisinin Özellikleri
– Yasamanın genelliği
– Yasamanın ilk elliliği
– Yasamanın devredilmezliği
– Yasamanın sürekliliği
Yasamanın Yetkisinin Genelliği Ne Demektir?
TBMM’nin Anayasaya aykırı olmamak koşuluyla her konuda ve dilediği ölçüde, dilediği ayrıntıda düzenleme yapabilmesidir. Bunun sonucu olarak yasama organı tüm alanları kanunla düzenleyebilmektedir.
Yasamanın genelliği ilkesi anayasa ile yargı organının yetkisine giren konularda düzenleme yapılmasına imkân vermez.
Yasamanın genelliği ilkesi yürütme organına kendisine has (mahfuz) bir düzenleme alanının yetkisinin bulunmadığını da ifade eder. Ancak bu durum Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinde istisna olmaktadır. Zira Cumhurbaşkanlığının teşkilat ve görev yapısı yasama organınca değil, cumhurbaşkanının çıkardığı kararname ile düzenlenmektedir.
Yasamanın Asliliği İlkesi
TBMM’nin herhangi bir konu hakkında düzenleme yapabilmesi için başka bir makam ya da organdan izin veya talimat almasına gerek olmadığını belirten ilkedir. Yani yasama işleminin doğrudan doğruya araya başka bir organ girmeden sadece ve sadece TBMM’ye ait olmasını ifade eder.
Yasama ve yürütme arasındaki büyük farklardan biri olan bu özellik, yürütme organının kanuna bağlılığını ortaya koymakta iken aynı hususun yasama organı için geçerli olmadığını belirtir.
Gerçekten yürütme organı bir kanun çıkarılmış olmadıkça tüzük, yönetmelik gibi düzenleyici işlemler yapamayacağı gibi kanuna aykırı tüzük ve yönetmelik çıkaramaz, hakkında kanuni düzenleme olmayan konularda işlem yapamaz. Oysa TBMM herhangi bir konuda bir başka organın bir karar almasına bağlı olmadan ilk elden o konuyu kanunla düzenleyebilir.
Yasamanın asliliğinin istisnaları olarak Anayasa’da bazı istisnalar yer almaktadır.
Örneğin;
OHÂL ve sıkıyönetim KHK’leri cumhurbaşkanı başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulunca ilan edilir ve daha sonra TBMM onayına sunulur. Böylelikle TBMM daha önceden bir başka organca yapılan bir işlemin önüne gelmesi üzerine Anayasaya göre kabul-ret-değiştirerek kabul gibi işlemleri en geç 30 gün içerisinde yapmak zorundadır. TBMM’nin 30 gün içinde bir karar vermek zorunda olması nedeniyle başka bir organca yapılan bir işlem üzerine mecburen işlem yapması söz konusudur.
Yasamanın Devredilmezliği
Bu husus 1982 Anayasasının 7. maddesinden çıkarılabilmektedir. Buna göre, “Yasama yetkisi Türk Milleti adına Türkiye Büyük Millet Meclisinindir. Bu yetki devredilemez.
Bu hüküm gayet net ve açık bir şekilde yasama yetkisinin diğer organlar olan yürütme ve yargı veya başka kişi ve kurumlar ile paylaşılamayacağını ortaya koymaktadır. Kanun koymak, değiştirme ve kaldırmak dar anlamda yasama gücü ve erki olduğuna göre yasama yetkisi de yasama organında olacaktır.
Neticede kanun koyma gücü sadece TBMM’ye aittir. Bu ilke kuvvetler ayrılığının bir sonudur. Ancak bu ilkenin de anayasadan kaynaklı bir istisnası bulunmaktadır.
Olağan dönem KHK’leri. Bu KHK’ler için TBMM önce bir yetki kanunun çıkararak Bakanlar Kuruluna yetki verir böylelikle yetki devri gerçekleşmiş olur. Bakanlar Kurulu da aldığı yetki kanunu çerçevresinde hareket ederek KHK’ler çıkarır, Olağan dönem KHK’leri kanunlara eş değer kurallardır ve kanunlarla düzenlenmemiş olan alanlarda kanun hazırlanana kadar kanun boşluğu ya da hukuk boşluğunu doldurmak amacı ile çıkarılırlar. Dolayısıyla da olağan dönem KHK’leri yasama organının yetkisini kendi iradesi ile devretmesi olduğundan yasama yetkisinin devredilmezliği ilkesinin tek istisnası olmaktadırlar.
OHAL ve sıkıyönetim KHK’leri için TBMM bir yetki kanunu ile yetki vermez. Cumhurbaşkanı başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu, bu yetkiyi doğrudan Anayasa’dan alır, Bu nedenle de OHÂL ve sıkıyönetim KHK`leri yasama yetkisinin devredilmezliği ilkesi istisnaları değildir. Burada bir yetki devri yoktur.
Yasamanın Sürekliliği İlkesi
TBMM’nin sahip olduğu yasama yetkisinin kesintiye uğramaması durumunu ifade eder. Bu ilke 1982 Anayasasının 77. maddesinden çıkarılmaktadır. Buna göre:
-Türkiye Büyük Millet Meclisinin seçimleri 4 yılda bir yapılır.
-Meclis, bu süre dolmadan seçimin yenilenmesine karar verebileceği gibi, Anayasada belirtilen şartlar altında Cumhurbaşkanınca verilecek karara göre de seçimler yenilenir.
-Yenilenmesine karar verilen Meclisin yetkileri, yeni Meclisin seçilmesine kadar sürer.
Görüldüğü üzere, her 4 yılda bir seçim yapılması yasama yetkisinin sürekli olmasını ifade etmektedir.
Anayasalarımıza göre seçim dönemleri aşağıdaki gibidir:
-1876 Kanunuesasi: 4 yılda bir yapılmakta idi.
– 1921 Teşkilat-ı Esasiye Kanunu: 2 yılda bir yapılmakta idi.
– 1924 Anayasası: 4 yılda bir yapılmakta idi.
– 1961 Anayasası: 4 yılda bir yapılmakta idi.
– 1982 Anayasası: ilk hâlinde 5 yılda bir yapılmakta idi, 2007 değişikliği ile 4 yılda bir yapılmaya başlanmıştır.
Çok teşekkür ederim