Aggressiveness: Saldırganlık. Saldırganlık değişik yaklaşımlar tarafından değişik şekillerde tanımlanmaktadır. Ancak genel olarak şöyle tanımlanabilir: Saldırganlık, bu tür muameleden kaçınmak isteyen başka bir canlıya, zarar vermek ya da incitmek için yöneltilen davranıştır. Tanım, kuramlara göre; kökeni açısından, kişinin kendisi tarafından mı yoksa ortamsal faktörler tarafından mı yapıldığı, kontrol edilebilir bir davranış mı olduğuna göre değişmektedir. Duygusal tanımlara göre, saldırganlık “öfke duygusunun” yol açtığı bir davranıştır. Güdüsel tanımlara göre, bir davranışın saldırgan nitelikte olup olmadığını “niyet” belirler; sadece zarar verme amacıyla yapılan davranışlar saldırgan olarak nitelenebilir. Davranışsal tanımlara göre, davranışın temelinde yatan niyet önemli değildir; bir başkasına fiziksel ve/veya psikolojik olarak zarar veren her davranış saldırganlıktır. Görüldüğü gibi üç tanımın da eksik ve güçlü olduğu yanlar vardır. lçgüdü kuramlarına göre, saldırganlık doğuştan vardır. Freud’a göre bu ölüm içgüdülerine karşılık gelmektedir: Saldırganlık, bastırılan ölüm içgüdülerinin tatmin amacıyla dış dünyaya yöneltilmesidir. Lorenz’e göre de saldırganlık içgüdüseldir, ancak ortaya çıkabilmesi için çevrede “salı verici uyarıcl”lar olması gerekir. Her iki kuramcıya göre de saldırganlık ortadan kaldırılamaz, ancak bu enerji sportif karşılaşmalar gibi etkinliklerle başka alanlara aktarılabilir, pasif olarak boşalabilir. Biyolojik ve genetik kuramlara göre, saldırgan davranışlar, beyinde hipotalamus tarafından kontrol edilir ve cinsiyet kromozomları arasında erkekliği belirleyen Y kromozomunun saldırganlığın nedenlerinden olduğu öne sürülmektedir.
- Advertisement -