Kişiler, bir hakkın kazanılmasına engel olan durumun varlığı ya da hakkın kazanılması için gerekli olan durumun yokluğu konusunda bilgi sahibi iseler ya da bilecek durumda iseler bu vakit kişilerin iyiniyetleri korunmaz. İyiniyet iddiasında da bulunamazlar.
Diğer taraftan aslında kişiler gerçekten hakkın kazanılmasına engel durumun varlığı konusunda bilgisizdirler ya da bilecek durumda değildirler ancak yine de kanun açıkça bu tip konularda iyiniyeti korumadığını hükme bağlamıştır. Bunun nedeni suiistimalleri önlemektir.
Eşya Hukukunda İyiniyetin Korunmaması
Taşınır Eşyalar Açısından İyiniyetin Korunmaması
Sahibinin elinden rızası dışında çıkmış menkul bir eşyada (yani çalınmış-gasp edilmiş-unutulmuş-kaybedilmiş eşyada) üçüncü kişilerin iyiniyetleri korunmaz. Bu durumda asıl sahip olan kişi 5 yıl içerisinde durumu öğrenir ve üçüncü kişiye taşınır davası açarak malını iade ister ise üçüncü kişi iyiniyetli olduğunu ileri sürerek malın mülkiyetini kazandığı iddiasında bulunamaz. Herkes aldığını sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre iade eder.
Örneğin;
Ali şemsiyesini metroda unutmuştur. Burak bunu bulmuştur. Burak bu şemsiyenin sahibi olamaz zira onun kendisine ait olmadığını biliyordur yani iyiniyetli değildir. Normalde Burak’ın dürüst bir insan olarak o şemsiyeye emin sıfatı ile zilyettir ve şemsiyeyi yetkililere teslim etmesi gerekirken alıp götürmesi hâlinde Burak artık kötü niyetlidir de. Burak daha sonra bu şemsiyeyi durumdan haberi olmayan (yani iyiniyetli olan) Cemal’e satıp teslim etmiştir. Cemal şemsiyenin mülkiyet hakkını kazanamaz zira söz konusu şemsiye sahibinin elinden rızası dışında çıkmıştır. Şemsiyeye hâlen Ali maliktir, Cemal de emin sıfatı ile zilyet konumundadır. Eğer Ali 5 yıl içinde çıkar gelirse ve şemsiyesini geri isterse veya dava açarsa (taşınır davası), Cemal şemsiyeyi iade etmek zorundadır ve şemsiyenin bedeli konusunda o şemsiyeyi kendisine satan Burak ile muhatap olmak zorunda kalacaktır, Ali’den bir şey talep edemez.
Aynı şekilde eğer iyiniyetli üçüncü kişi bu eşyayı pazar, panayır, sergi, fuar vb. şeylerin satışının yapıldığı bir yerden almış ise iyiniyeti yine korunmaz fakat 5 yıl içensinde kendisinden eşyanın iadesi talep edildiğinde,eşya için yapmış olduğu masraf kendisine verilmedikçe ödemedikçe kendisi de eşyayı iade etmeme hakkına sahiptir.
Yukarıdaki örneğimizden devam edersek Ali şemsiyesini metroda unuttuktan sonra bunu bulan Burak bunu bir ikinci el eşya satan mağazaya satsa ve mağaza sahibi Murat da bunu müşteri olarak gelen Cemal’e 15 TL’ye satsa Cemal iyiniyetli olmasına karşın yine mülkiyet hakkı kazanamayacak ve zilyet konumunda olacaktır. Bunun yanında Ali daha sonra Cemal’e 5 yıl içerisinde durumu fark edip de taşınır davası açtığında Cemal, şemsiyeyi bir dükkandan almış olduğu için kendisine 15 TL şemsiye için yapmış olduğu masraf verilmedikçe kendisi de şemsiyeyi alıkoyma ve vermeme hakkına sahiptir.
Ancak temel kuralımıza kanun birtakım istisnalar getirmiş bulunmaktadır. Sahibinin elinden rıza dışında çıkan taşınır eşya hamiline yazılı senet veya para ise bu durumda bunlar üzerinde iyiniyetle hak elde eden üçüncü kişilerin iyiniyeti korunur ve haklarını kazanırlar.
Örneğin;
Ali yolda giderken 10 TL parasını düşürdü, Burak bu parayı buldu ve daha sonra bu para ile marketten alışveriş yaptı. Söz konusu paranın mülkiyeti market sahibi üçüncü kişi Mehmet’e veya Mehmet’te alışveriş yaptıkları için 10 TL’yi para üstü olarak alan diğer üçüncü kişilere geçecektir. Burada 5 yıl zaman aşımı ve taşınır davası açılması söz konusu olmayacaktır. Mehmet veya diğer üçüncü kişiler söz konusu malın mülkiyetini kazanacaklardır.
Taşınmaz Eşyalar Açısından İyiniyetin Korunmaması
Taşınmaz eşyalar üzerinde iyiniyet karinesinin önüne tapu sicilinin aleniliği ilkesi geçmektedir. Daha önce de belirttiğimiz üzere tapu sicili alenidir ve kimse burada yazılı kayıtları bilmediğini ya da bilecek durumda olmadığını ileri süremez, sürse de bu iddiaları ve gerçekten bilmeseler yani tam anlamı ile iyiniyetli olsalar dahi bu savunmaları dikkate alınmaz. Zira tapu sicilinin aleniliği karinesi kesin kanuni karinedir ve aksi ispat edilemez. Bu nedenle de tapuda yazılı kayıtları bilmediğini ve iyiniyetli olduğunu ileri sürenler hak kazanamaz zira iyiniyetleri korunmaz.