Taşınır (Menkul) Eşyalar Üzerinde İyiniyetin Rolü
Sahibinin elinden rızası ile çıkmış bir taşınır eşya (bırakılmış/verilmiş taşınır eşya) üzerinde üçüncü kişilerin iyiniyeti korunur ve üçüncü kişiler hak kazanırlar.
Örneğin;
Ali okuması için kitabını Burak’a vermiştir. Kitap Burak’a sahibi ali tarafından ve onun rızası ile bırakılmış/verilmiş bir taşınir eşyadır. Burak bu kitap üzerinde emin sıfatı ile zilyettir. Yanı kitabı emin sıfatı ile elinde bulundurmaktadır. Burak daha sonra bu kitabı arkadaşı Cemale kendi kitabı olduğunu ve paraya ihtiyacı olduğunu belirterek satıp teslim etmiştir. Bu durumda Cemal iyi niyetli ise söz konusu eşyanın mülkiyetini kazanacaktır.
Taşınmaz( Gayrimenkul) Eşyalar Üzerinde İyiniyetin Rolü
Tapuya Kayıtlı Bir Taşınmaz Açısından İyiniyet
Tapu kaydını devlet tutmaktadır ve buradaki kayıtlar alenidir. Kimse buradaki kayıtları bilmediğin ileri süremez zira tapu kaydının aleni olması nedeniyle buradaki kayıtları herkesin bildiği kesin karinesi vardır. Dolayısıyla da kişiler tapu kaydında yazılı olan hususları bilmiyor olsalar bile yani iyiniyetli olsalar bile bunları bildikleri varsayılacaktır ve bu bir kesin karine olduğu için de aksi ispat edilemeyecektir, kişilerin iyiniyetleri korunmayacaktır.
Ancak tapu kaydının doğru tutulmasından devlet sorumlu olduğundan dolayı da sicilin yanlış tutulması nedeniyle oradaki kayıtlar gerçeği yansıtmasa da tapuya gelip de bu kayda yani yolsuz tescile güvenerek iyi niyetli hak elde eden kişilerin hakları korunacaktır. Bu çerçevede de aleni kayıt yanlış ise bu kaydı devlet tuttuğu için doğru zannedip de iyiniyetle hak elde eden kişinin de hakkı elinden alınamayacak bu defa da iyiniyet korunacaktır. Zira tapu kaydını devlet tuttuğundan hukuk genel ilkesi olan devlete güven ilkesi gereği tapuya güven ilkesi ortaya çıkmıştır ve tapu kaydına güvenen kişilerin iyiniyetleri korunacaktır.
Örneğin;
Aliye ait yol kenarında bulunan arazi yapılan bir hata sonucu Veli’nin üzerine kaydedilmiş, Veli’ye ait arka taraftaki arazi de Ali’nin üzerine kaydedilmiştir. Dolayısıyla da ortada bir yolsuz tescil bulunmaktadır. Yol kenarına benzinlik yapılması için arazi arayan Hasan, beğendiği arazinin kime ait olduğunu gidip tapudan öğrenmiş ve Veli’yi bulup arazisini satın almak istediğini belirtmiştir. Veli de 150.000-TL fiyat teklif edince, yol kenarındaki araziye bu kadar ucuz rakam çekilmesini fırsat bilen Hasan hemen kabul etmiş ve tapuya giderek satış sözleşmesi yapılarak arazi Hasan üzerine tescil edilmiştir. Ancak gerçekte Ali’ye ait arazi Hasan’ın üzerine tescil edilmiş bulunulmaktadır ve Hasan bunu bilmemektedir yani iyiniyetlidir. Zira o önce tapuya giderek arazinin resmî tapu kaydında gözüken sahibini bularak onunla satış sözleşmesi yapmak istediğini belirtmiş ve yapmıştır da yani her dürüst insan gibi davranmıştır. Daha sonra Hasan burada inşaat yapmaya başladığında Ali çıkıp gelmiş ve arazisinden çıkılmasını istemiştir. Bundan sonra hukuksal yollara başvurulduğunda tapuda ilk aşamada Ali’nin arazisinin Veli üzerine, Veli’nin arazisinin Ali üzerine tescili ile yolsuz tescil suretiyle yanlışlık yapıldığı ortaya çıkmıştır. Burada Hasan durumu bilmeyip tapu kaydına güvendiğinden iyiniyeti korunacaktır. Ali, uğradığı zararları için Devlete dava açacak, devlet de yanlılığa neden olan memuruna rücu edebilecektir.
Tapu kaydı resmî sicildir ve doğru tutulmasından devlet sorumludur. Sicil memurlarının yanlışları nedeniyle meydana gelen zararlardan dolayı memura değil doğrudan devlete dava açılır, Devletin buradaki sorumluluğu kusursuz sorumluluktur. Devlet daha sonra kusuru olan memuruna rücu hak~ kına sahiptir.
Tapu kaydı alenidir ve buradaki kayıtlarda yer alanları herkesin bildiği kesin karinesi vardır. Buradaki kayıtları bilmeyenlerin bilmeme durumları yani iylniyetleri korunmaz.
Tapu kayıtlarındaki yanlışa rağmen üçüncü kişilerin hak elde etmelerinin nedeni tapuya güven ilkesidir.
Tapuya Kayıtlı Olmayan Taşınmazlar İyiniyet
Tapuya kayıtlı olmayan taşınmazlar açısından iyiniyet korunmamaktadır.