Haklar hukuk tarafından korunan menfaatlerdir. Hakkın korunması elbette ki öncelikle hukukun ve dolayısıyla da devletin yükümlülüğüdür. Bireyler haklarını korumak için devlete yönelmelidirler ve dava haklarını kullanmalıdırlar. Bireylerin kendi haklarını kendilerinin aramaya kalkması hukukumuzda ve dünyanın birçok modern hukuk sisteminde yasaklanmıştır. Ancak bazı durumlarda devlete başvurmak, dava yoluna gitmek neredeyse imkânsız olup o an için müdahale edilmemesi durumunda hakkın ortadan kalkması da söz konusu olabilecektir. İşte böyle özel durumların varlığı hâlinde kişi kendi hakkını kendi eliyle de aramaya kalkabilecektir.
Sonuç olarak hakkın korunmasında kural devlet eli ile koruma istisna kişinin kendi hakkını kendi eli ile korumaya kalkışmasıdır.
Hakların Devlet Eli ile Korunması
Kural, kişinin hakkını önce devlet eli ile korumaya kalkışmasıdır. Zira toplumda herkes kendi hakkını kendisi aramaya kalkışsaydı bu durumda herkes kendini haklı görecek ve kendi adaletini kendisine uygulayacaktı. Bu ise kaçınılmaz olarak güçlünün güçsüzü ezdiği haksızın haklıyı gücü, parası, itibarı ile sindirdiği bir sistemi dolayısıyla da kaos ve karmaşayı beraberinde getirecektir› Oysa daha önce de belirttiğimiz üzere hukuk ve diğer sosyal hayatı düzenleyen kuralların temel amacı yukarıda belirttiğimiz kaosu önlemek ve adlarından da anlaşıldığı üzere sosyal hayatı düzenlemektir. İşte tam bu esnada hukuk devreye girmektedir. Zira diğer sosyal hayatı düzenleyen kurallar da manevi yaptırımları ve devlet destekli olmamaları nedeni ile kişilerce kendilerine göre yorumlanıp uygulanmaya kalkılabilir ve bu durumda yine kaosa neden olabilir. Hakkın devlet eli ile korunmasının temelinde hukuk kurallarının sosyal hayat düzenini ve adaleti sağlamaları yatmaktadır. Bu koruma da kendi içerisinde talep hakkı ve dava hakkı olarak ikiye ayrılmaktadır.
Talep Hakkı Nedir?
Hakkı ihlal edilen kişinin, bunu yapan kişilere karşı öncelikle uyarıda bulunması ve hakkının iadesini ya da hakkına saldırıda bulunulmasının durdurulmasını uğradığı zararların kendisine ödenmesini sözlü ya da yazılı olarak talep etmesi durumudur.
Talep hakkı uygulamada genellikle adi yazılı veya noter vasıtası ile çekilen resmî yazılı ihtarnameler veya ihbarnameler ile kullanılmaktadır.
Kişi talep hakkını kullanmak zorunda değildir. Dilerse uyarı yapmadan doğrudan doğruya dava hakkını kullanarak dava açma yoluna gidebilir.
Dava Hakkı Nedir?
Kişi talep hakkını kullanmasına rağmen karşı taraf bu talebe uymaz ise ya da kişi talep hakkını kullanmadan doğrudan doğruya dava hakkını kullanabilir. Dava hakkı bir dilekçe ile devletin yargı organlarını veya bu sınıftan sayılan organları harekete geçirmektir. Bu çerçevede mahkemelerin yanında suç teşkil eden konular açısından kolluk güçlerine (polis veya jandarmaya) ve savcılığa ya da borç ilişkileri açısından icra dairelerine başvuru yapmak da dava hakkının kullanımı kapsamında değerlendirilmektedir. Dava hakkı kapsamında açılabilecek davaları da kendi içlerinde yargı kollarına göre hukuk, ceza ve idari davalar olmak üzere üçe ayırabilmekteyiz.
Hukuk Davaları Nelerdir?
Yargılama hukukunun bir alt dalı olan medeni yargılama usulü hukuku kapsamında açılan ve özel hukukta kişiler arası ilişkilerden doğan uyuşmazlıkları çözme amaçlı olan davalardır. Hukuk davalarında taraf yemini de dâhil olmak üzere her şey delil olabilmektedir. Ancak bu mutlak bir ilke olmayıp bazı hukuk davaları açısından sadece yazılı delil hatta belirli yazılı belgelerle ispat şartı getirilebilmektedir. Ancak bu istisnalar dışında delil serbestîsi ilkesi bulunmaktadır.
Hukuk davalarında bir de talebe bağlılık ilkesi söz konusudur. Hukuk hâkimi dava dilekçesinde belirtilen talep ile bağlıdır ve istisnaen kamu düzenin gerektiren butlan davaları, velayet ve vesayet davaları gibi davalar dışında resen araştırma yapıp delil toplayamaz. Dolayısıyla da herkes kendi iddiasını kendisi ispat edecektir ve hâkim, talep ne ise onun dışında karar veremeyecektir.
Hukuk davaları, dava sonucu talep edilen hususa ilişkin olarak üç ana başlık altında incelenebilirler.
– İfa ( Eda) davaları
– Tespit davaları
– Yenilik doğuran davalar
İfa Davaları Nedir?
Davacının davasını açması esnasında mahkemeden bir davalı tarafça bir şeyin yapılması, yapılmaması veya verilmesi yani bir edimin yerine getirilmesi ile ilgili bir talepte bulunduğu dava türleridir.
İfa davaları da dayanılan hakkın türüne göre değişik adlar alırlar. Yani açılan davada talep edilen hususa göre adlar alırlar.
Örneğin;
Uğranılan zararın giderilmesi talep ediliyorsa tazminat davası
Rekabet hakkının kötüye kullanımı varsa haksız rekabet davası vb.
Tespit Davaları Nedir?
Bir hukuksal durumun ya da hukuka aykırı bir hususun kendisini ya da etkilerinin neler olduğunun belirlenmesi amacıyla açılan davadır. Tespit davasının en büyük özelliği diğer davaların aksine çekişmeli bir yargı işi olmayıp ya ileride açılacak çekişmeli bir dava türüne delil toplama amaçlıdır ya da görülen davada bir durumun belirlenmesi amaçlı olarak asıl dava ile birlikte yürütülen yan dava konumundadır.
Tespit davasının açılması için hak ihlali şart değildir. Tespiti istenen hususlarda menfaati olan herkes mahkemelerden tespit yapılmasını talep edebilir. Tespit davası asıl dava açılmadan önce tek başına ayrı bir dava olarak açılabileceği gibi açılmış olan asıl dava ile birlikte de talep edilerek asıl davanın mahkemesince de tespit yapılabilir.
Örneğin;
Arabasını yeni almış olan Veli, yolda giderken arabasının aniden arıza yapması sonucunda araç servise çekildiğinde arabanın motorunun ağır hasar aldığını ve bu motorun baştan değişmesi gerektiğini öğrendiğinde bunun nedeninin servis elemanlarınca sürücü hatası olarak belirtilmesi ve aracın garanti kapsamında olmayacağının söylenmesi üzerine mahkemeye başvurup aracında meydana gelen hasarın sebebinin, aracın garanti kapsamında tamirinin mümkün olup olmadığının ve aracında meydana gelen değer kaybının ne kadar olduğunun ileride açılacak olan asıl davaya delil olmak üzere mahkemece atanacak olan teknik bilirkişilerce tespitinin yapılmasını isteyebilir.
Hatta Veli dilerse hiç ayrı bir tespit talebinde bulunmayıp, doğrudan doğruya tüketici mahkemesine dava açarak, taleplerini bu mahkemede ileri sürüp yukarıda tespiti istenen hususların tespitinin asıl davayı görecek olan bu mahkemece yaptırılmasını da talep edebilir.
Yenilik Doğuran Davalar Nedir?
Bu davalar adından da anlaşılacağı üzere yenilik doğuran haklarla ilgili davalardır. Bunlara inşa davalar da denilmektedir. Bu çerçevede yenilik doğuran hakların sınıflandırmasına göre de yenilik doğuran davalar ortaya çıkabilmektedir.
Örneğin;
Ayıplı malın ayıpsızı ile değişim hakkı da mevcut durumu değiştirdiği için değiştirici yenilik doğuran haktı. Bu değişim işlemi ile ilgili uyuşmazlık çıkar da davacı değişim talebini dava yoluyla gerçekleştirir ise bunlara da değiştirici yenilik doğuran davalar denilir.
Sözleşmeden dönme, sözleşmeyi fesih hakları da mevcut durumu ortadan kaldırdıkları için bozucu yenilik doğuran haklardı, bunlara ilişkin davalar da bozucu yenilik doğuran davalar olmaktadır.
Boşanma davası da mevcut durumu ortadan kaldırdığından bozucu yenilik doğuran dava olarak kabul edilmektedir.